Delikanlı uçakta, güzel bir sarışının yanına düşmüş. Hemen sarkmış sarışına; ‘Yan yana otururken muhabbet edilirse seyahat çok kısa sürer, hadi konuşalım ‘ demiş. Sarışın okuduğu kitabı yavaşça kapatarak,’Ne üzerine konuşmak istersin’ demiş.Delikanlı ‘Valla bilmem ki…Mesela nükleer enerjiye ne dersin?’Sarışın;’Enteresan bir konu, olabilir, ama önce sana birsoru sorayım… At inek ve geyik aynı şeyi yerler… yani ot… Ama çıkartırlarken geyik küçük parçalar halinde, inek lappadanak parçalar halinde, at da pişmaniye topları gibi çıkartır. Neden olduğunu biliyor musun ?’ Delikanlı ;’Valla en ufak bir fikrim yok’ demiş,Bunun üzerine Sarışın;’Henüz bi b*ktaan bile anlamazken nükleer ene
BONUS FIKRA 2
Günün birinde bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaktadır. Elbette yağmur yağdığı vakit ya koşulur, ya da bir yerlere sığınılır. Nasreddin Hoca da yağmurun yağışını ve sokakların yalnızlığını pencereden seyrederken bir de bakar ki yağmurdan kaçan bir adam…
Hoca biraz dikkatli baktığında bunun bir komşusu olduğunu anlar ve pencereyi açarak;
“Komşu, komşu, utanmıyor musun, niçin Allah’ın rahmetinden kaçıyorsun?” deyince adam koşmayı bırakır ve yavaş yavaş evine doğru gider.
Bu arada adamın da ıslanmadık yeri kalmaz. Ertesi gün hava yine yağmurludur. Bu defa Hoca Efendi alışveriş için sokağa çıkmıştır. O, işini bitirip de hızlı adımlarla evine doğru giderken bir gün önceki komşusunun evinin önünden geçer.
Bu sefer komşusu; “Hoca Efendi, Hoca Efendi, sen dün bana ‘Allah’ın rahmetinden kaçılmaz. ‘ demiştin; bak şimdi kendin kaçıyorsun.” deyince,
Hoca komşusuna doğru döner ve;
“Be adam! Ben Allah’ın rahmetinden kaçmıyorum, Allah’ın rahmetini çiğnememek için koşuyorum.” der.
Kaynak : replikler.org
Delikanlı uçakta, güzel bir sarışının yanına düşmüş. Hemen sarkmış sarışına; ‘Yan yana otururken muhabbet edilirse seyahat çok kısa sürer, hadi konuşalım ‘ demiş. Sarışın okuduğu kitabı yavaşça kapatarak,’Ne üzerine konuşmak istersin’ demiş.Delikanlı ‘Valla bilmem ki…Mesela nükleer enerjiye ne dersin?’Sarışın;’Enteresan bir konu, olabilir, ama önce sana birsoru sorayım… At inek ve geyik aynı şeyi yerler… yani ot… Ama çıkartırlarken geyik küçük parçalar halinde, inek lappadanak parçalar halinde, at da pişmaniye topları gibi çıkartır. Neden olduğunu biliyor musun ?’ Delikanlı ;’Valla en ufak bir fikrim yok’ demiş,Bunun üzerine Sarışın;’Henüz bi b*ktaan bile anlamazken nükleer ene
BONUS FIKRA 2
Günün birinde bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaktadır. Elbette yağmur yağdığı vakit ya koşulur, ya da bir yerlere sığınılır. Nasreddin Hoca da yağmurun yağışını ve sokakların yalnızlığını pencereden seyrederken bir de bakar ki yağmurdan kaçan bir adam…
Hoca biraz dikkatli baktığında bunun bir komşusu olduğunu anlar ve pencereyi açarak;
“Komşu, komşu, utanmıyor musun, niçin Allah’ın rahmetinden kaçıyorsun?” deyince adam koşmayı bırakır ve yavaş yavaş evine doğru gider.
Bu arada adamın da ıslanmadık yeri kalmaz. Ertesi gün hava yine yağmurludur. Bu defa Hoca Efendi alışveriş için sokağa çıkmıştır. O, işini bitirip de hızlı adımlarla evine doğru giderken bir gün önceki komşusunun evinin önünden geçer.
Bu sefer komşusu; “Hoca Efendi, Hoca Efendi, sen dün bana ‘Allah’ın rahmetinden kaçılmaz. ‘ demiştin; bak şimdi kendin kaçıyorsun.” deyince,
Hoca komşusuna doğru döner ve;
“Be adam! Ben Allah’ın rahmetinden kaçmıyorum, Allah’ın rahmetini çiğnememek için koşuyorum.” der.
Kaynak : replikler.org